İktisat biliminin zamanı kökenleri fazla çeşit çeşit medeniyetlere dayanmaktadır. Sizler için bu makalemizde ekonomi biliminin zamanı ve dönemleri hakkında daha geniş kapsamlı bir araştırma yaptık.
♥ Selam İsmim Aysel , 26 Yaşındayım Sohbet etmek istiyorum Arayın Konuşalım. Her Türlü Sohbete Varım Tıkla Ara Beni.! ♥. 003225889363
İktisat Bilimi Zamanı
İktisat biliminin zamanı, tahmin edildiğinden fazla daha geniş kapsamlıdır. Eski Yunan, Roma ve Ortaçağ da tutumsal fikir yapısı apayrı bir hal almaktadır.
Eski Yunan’da İktisadi Fikir
İktisadi problemlerin hemen hemen ağır bir halde hissedilmemesi, devlet yönetimine ağırlık verilmesi, felsefi ve politik tartışmaların yoğunluk kazanması gibi nedenlerle ekonomi bağımsız bir araştırma niteliği kazanamamıştır.
Tarıma dayalı bir ekonomik yapıya sahip olduğundan ve devlet bireyden üstün tutulduğundan tutumsal fikir Eski Yunan’da sınırı olan kalmıştır.
Sokrates’in talebesi Platon, mal ve para ticaretini, servet edinmeyi hoş karşılamaz zira ona gore bu uygulamalar devletin istikrarını ve itimatını sarsmaktadır. İşbölümünün insanoğlu arasındaki kabiliyet farklılığından doğduğunu ifade etmiştir ve bu terimi geliştirmiştir.
Aristo ise tutumsal düşünceye analitik yaklaşımı getiren ilk düşünürdür. Ona gore direkt üretici ile tüketici arasındaki ilişki naturel; üretici ile satıcı arasındaki ilişki ticari ekonomidir. Platon kadar olmasa da Aristo da bireyciliğin sakıncaları yüzünden devletçiliği savunur.
Romalılarda İktisadi Fikir
Roma’daki gelişim daha fazla askeri ve siyasal bir özellikte olduğundan etik yapılara ve hukuk terimine daha çok ehemmiyet vermişlerdir. Roma hukuku, ekonomide liberal doktrinin temelini hazırlayarak tutumsal fikir evveliyatına mühim katkılar elde etmiştir. Para ardında koşma sevdası bütün kötülüklerin anasıdır diye düşünürler. Faize karşıdırlar ve ekonomik faaliyetlerde tarıma öncelik vermişlerdir. Romalılara gore bireysel haklar toplumsal mülkiyetin önünde gelmektedir. Hususi mülkiyeti savunmuş ve sözleşme özgürlüğünü oluşturmuşlardır.
Ortaçağda İktisadi Fikir
Bu çağda faydacı bir yaklaşım izlenmektedir. Toplumsal refahın sağlanması fertlerin ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması ile mümkündür. Ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinde loncalardan faydalanmışlardır. Ufak endüstri ve mesleki kuruluşlar olan loncalarda üretimin gerçekleşmesi ve piyasaya sunulması belli sınırlama ve kontrollere bağlı olmaktadır. Bunun nedeni üyelerin çıkarlarını koruma altına almak, belirli bir ticari alanda monopol yaratmak, ücret ve çabalama şartlarını iyileştirmektir. Üretim gene tarıma dayalıdır fakat bunu imalat ve tecim de izlemiştir. Faiz kilise tarafınca yasaklanmıştır.
İktisat Biliminin Dönemleri
İktisat, insanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri mevcud bir mevzudur. İlk insanoğlu, gereksinimlerini karşılamak ve hayatta kalmak için naturel kaynakları kullanmak zorundaydılar. Günümüzdeki çağdaş ekonomi sistemleri gibi, eski toplumlar da kaynakları tesirli bir halde kullanmak, mal ve hizmetlerin üretim ve dağıtımını yönetmek zorundaydılar.
Antik Dönem
İktisat biliminin kökenleri, antik dünya medeniyetleriyle adım atar. Antik Mısır, Mezopotamya, Çin, Yunan ve Roma uygarlıkları, ekonomik faaliyetlerin düzenlenmesi ve yönetimi için öncüllerini oluşturmuşlardır. Bu medeniyetler, para, ölçü birimleri, fiyatlar ve tecim yolları gibi temel kavramları geliştirmişlerdir.
Aristoteles, ekonomi hakkında ilk yazılı kaynaklarından birini vermiştir. “Siyaset” adlı eserinde, üretimin nasıl yapıldığı, mal ve hizmetlerin kıymeti ve çalışanların fiyatları gibi mevzuları ele almıştır.
Ortaçağ Periyodu
Ortaçağ, ekonomik açıdan karmaşık bir dönemdir. Ortaçağ Avrupa’sında, iktisat çoğu zaman ziraat ve zanaat esaslıydı. Kilise ve soylular, tutumsal faaliyetleri yönetmek ve vergi toplamak için kullanılan temel araçlardı.
Yeniçağ Periyodu
Yeniçağın başlangıcında, Avrupa’da keşifler ve tecim faaliyetleri artmıştır. Bu zamanda ekonomi düşüncesinde mühim bir değişiklik yaşandı. İktisat bilimi, Fransız iktisatçılar tarafınca daha bilimsel bir yaklaşım benimseyerek geliştirildi. Bunlar içinde Jean Bodin, Pierre de Boisguilbert, Francois Quesnay gibi adlar yer almaktadır.
Fizyokratlar ve İktisat Biliminin Gelişimi
Fizyokrasi, 18. yüzyılda Fransa’da meydana gelen bir iktisat doktriniydi. Fizyokratlar, ekonomik faaliyetlerin naturel yasalara doğal olarak bulunduğunu düşündüler ve naturel kaynakların üretim sürecinde mühim bir rol oynadığını savundular. Fizyokratlar, ekonomi biliminin gelişmesinde mühim bir rol oynadılar ve çağdaş ekonomi düşüncesinde mühim bir tesir bıraktılar.
Fizyokratlar, ekonominin verimliliğinin toprak verimliliğine bağlı bulunduğunu savundular. Onlara gore, üretim süreci, naturel kaynakların kullanımına dayanıyordu ve toprak verimliliği arttıkça üretim de artıyordu. Fizyokratlar, tarımın ekonominin temel taşı bulunduğunu savunarak, üretken faaliyetlerin ödüllendirilmesi icap ettiğini savundular.
Fizyokratların en meşhur temsilcilerinden önde gelen François Quesnay, “Tabula Rasa Ekonomisi” adlı bir yaratı kaleme aldı. Bu eserde, toprağın üretken gücüne dayanan bir ekonomik model önerdi. Quesnay, ekonominin naturel yasalara yeterli olarak işlemesi gerektiğine inanarak, hükümet müdahalesine karşı çıktı.
Klasik Iktisat Düşüncesi ve İktisat Bilimindeki Yeri
Klasik ekonomi düşüncesi, İngiliz ekonomistler Adam Smith, David Ricardo ve John Stuart Mill gibi adlar tarafınca savunuldu. Klasik ekonomi düşüncesi, ekonomik faaliyetlerin naturel yasalara doğal olarak bulunduğunu ve özgür piyasa ekonomisinin ekonomik faaliyetlerin mükemmel biçimde işlemesini sağladığını savundu.
Klasik ekonomi düşüncesinin temelinde, toplumsal yarar ve refahın artması için üretken faaliyetlerin artması gerektiği fikri yatmaktadır. Klasik ekonomi düşüncesinde, toplumsal refahın artması için bireysel çıkarların gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bireysel çıkarların gözetilmesi, özgür piyasa ekonomisini teşvik eder ve ekonominin naturel dengesinin korunmasına destek verir.
Klasik ekonomi düşüncesinde, piyasanın kendi kendini düzenleyebileceği ve ekonominin naturel yasalarına yeterli olarak işleyebileceği düşünülmüştür. Bu yüzden, devlet müdahalesi ekonomideki naturel dengenin bozulmasına neden olacağından, muhtemel olduğunca azca tutulması gerektiği savunulmuştur.
İktisat biliminin zamanı nasıl başladı?
İktisat biliminin zamanı, eski Yunan filozoflarından Aristoteles’in “Siyaset” adlı eserinde yer edinen ekonomik düşüncelerle adım atar. Fakat çağdaş ekonomi biliminin doğuşu, 18. yüzyılın sonlarında Adam Smith’in “Ulusal Servet” adlı eserindeki ekonomik düşüncelerle gerçekleşir.
İktisat biliminin zamanı süresince hangi ekonomik fikir okulları ortaya çıktı?
İktisat biliminin zamanı süresince pek çok ekonomik fikir okulu ortaya çıktı. Bunlar içinde Fizyokratlar, Klasik ekonomi düşüncesi, Neoklasik ekonomi düşüncesi, Marksist ekonomi düşüncesi, Keynesyen ekonomi düşüncesi ve davranışsal ekonomi düşüncesi yer almaktadır.
İktisat biliminin zamanı süresince hangi vakalar ekonomi bilimine tesir etti?
İktisat biliminin zamanı süresince pek çok vaka, ekonomi bilimine tesir etmiştir. Bunlar içinde Sanayi Devrimi, Büyük Bunalım, İkinci Dünya Savaşı, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler yer almaktadır.
İktisat bilimi neden {önemlidir}?
İktisat bilimi, insanların gereksinimlerini karşılamak için kısıtlı kaynakları mükemmel biçimde kullanmalarına destek olan bir bilim dalıdır. İktisat bilimi, ekonomik faaliyetlerin nasıl işlediğini ve ekonomik kararların nasıl alındığını anlamamıza destek verir. Bu yüzden, ekonomi bilimi, ülkelerin ekonomik politikalarını belirlemelerinde ve ekonomik kararlar alırken daha iyi bilgilendirilmelerinde mühim bir rol oynar.
Bir yanıt bırakın