Filozofların Politikaya Bakışı | Fikirleri ve Düşünceleri

Tarihte yer edinen filozofların politikaya karşı bakış açılarını sizler için bir araya getirdik. Aşağıdaki bölümde siyaset terimi üstünde düşüncelerini belirten filozoflar hakkında birtakım bilgiler verdik.

♥ Selam İsmim Aysel , 26 Yaşındayım Sohbet etmek istiyorum Arayın Konuşalım. Her Türlü Sohbete Varım Tıkla Ara Beni.! ♥.  003225889363

Siyaset Nedir ve Neden {Önemlidir}?

Filozofların Politikaya Bakışı

Siyaset, toplumda kararlar almak, yönetmek ve güç kullanmakla ilgili bir süreçtir. Çoğunlukla, siyaset, bir ülkede yada toplulukta belirli bir düzeni sürdürmek için oluşturulan yönetim sistemini ifade eder.

Siyaset, insanların bir arada yaşamış olduğu herhangi bir toplulukta hayatta kalabilmek, güvenliklerini edinmek, kaynakları paylaşmak, toplumsal hizmetleri yerine getirmek ve her insanın haklarını koruma altına almak için gereklidir. Fakat siyaset yalnızca gereksinimleri karşılamakla kalmaz, hem de değişik görüş ve fikirlerin bir arada var olduğu bir toplumda her insanın fikirlerini ifade etmesini, anlaşmazlıkları çözmesini ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar.

Siyaset, yalnızca siyasal liderlerin ve devletlerin işi değildir. Toplumun her kesimi politikayı etkisinde bırakır ve politikaların şekillenmesinde rol oynar. Hal böyle olunca, her kişinin politik mevzularda bilgili olması, politikaları ve yasaları anlaması ve bu mevzularda fikirlerini ifade edebilmesi {önemlidir}.

Filozofların Politikaya Bakışı

Geçmişten günümüze her bakımdan politikacının konumu ve siyaset yapma şekli değişmiş olduğu görülse de temellerinde değişen bir şey yoktur. Meşhur düşünürler, siyaset yapmanın temelindeki amaçlarını ve politikanın veya söylemlerin cemiyet bakımından etkilerini ortaya koyuyorlar. Felsefe insanları, Aristoteles, Platon ve Sofistlerin politikaya bakış açılarına yer verilmiştir.

Sokrates’in Politikaya Bakışı

Filozofların Politikaya Bakışı

Antik Yunan filozofu Sokrates, politikayı felsefesiyle birleştiren düşünürlerden birisidir. Sokrates, Atina’da yaşamış ve yaşamış olduğu dönemde Atina’nın siyasal, toplumsal ve kültürel hayatında mühim bir rol oynamıştır.

Sokrates’in politikaya perspektif, onun felsefesiyle sıkı bir halde bağlantılıdır. Sokrates, etik değerlerin önemine inanır ve bu değerlerin siyasal hayatta da uygulanması icap ettiğini savunur. Ona bakılırsa, bir toplumda hakkaniyet, erdem, dürüstlük ve doğruluk benzeri etik değerlerin uygulanması, toplumun istikrarı ve refahı için {önemlidir}.

Sokrates, politikacıların, kendi çıkarlarını değil, halkın çıkarlarını gözetmeleri icap ettiğini düşünür. Ona bakılırsa, politikacıların görevi, halkın gereksinimlerini karşılamak ve halkın mutluluğunu edinmek olmalıdır. Sokrates, politikacıların güçlerini halktan aldıklarını ve halkın onları görevden alabileceğini hatırlatır.

Sokrates’in politikaya perspektif, demokrasi fikrini de destek sağlar. Ona bakılırsa, her insanın söz hakkı olduğu ve halkın çoğunluğunun karar verilmiş olduğu bir sistem, en adil ve en doğru sistemdir. Fakat, Sokrates hem de, demokrasinin de birtakım zayıf tarafları bulunduğunu düşünür. Ona bakılırsa, demokraside insanların kendi çıkarları için çalışabileceği ve halkın doğru kararlar veremeyeceği riski vardır.

Aristoteles’in Politikaya Bakışı

Filozofların Politikaya Bakışı

Aristoteles, siyaset yapmanın tek bir biçimi tüm yurttaşların katılmış olduğu konuşmalarda geçer görüşüne sahiptir. Oysa çağdaş toplumlarda siyaset yapmak ile siyaset üstüne konuşmak bir birinden ayrı tanımlanıyor.

Siyaset yapmakla siyaset üstüne bir fark görmeyen Aristoteles’in görüşü bu yöndedir; siyaset yapma tarzının dolaysız aracı olan konuşma, politikanın ta kendisidir. Şu demek oluyor ki siyaset yapmak ve siyaset üstüne konuşmak içinde hiçbir fark yoktur. Bu iki kavramda birbiri içerisinde bir bütündür. Aristoteles’e bakılırsa değişik düşünmek bir zenginliktir. Ortak düşünmenin topluluğun bütüncü yapılabilmesi önündeki mesele, yurttaşların bu konudaki ilgisizlik ve isteksizliğinin nedenini ise aralarındaki antak kalma güçlüklerinden ötürü olmasıdır.

Ortak iyinin muhtemel kılan şey farklılıklardır. Aristoteles iyi bir bilim insanıdır. Son derece geniş perspektifler üstünde mevzu almış olduğu politik söylemlere bakış akışı da son derece etkilidir. Doğal olarak süre içerisinde bir birine zıt düşünceler veya değişik fikir biçimleri sebebiyle siyaset mevzusu detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Pekala öteki bilim adamları politikanın yapılmış şekli veya politikanın ne olduğu ile ilgili ne düşünüyorlar.

Platon’un Politikaya Bakışı

Filozofların Politikaya Bakışı

Platon, bir eserinde söylevcileri kısaca sözlerle uğraşanları kandırmacılar olarak görür. Platon, kısaca politikacı veya söylevciler, gerçeklere ilişkin düşünceleri saptırarak, iyiye ve gerçeğe yönelik düşünceleri engellediği görüşüne sahiptir. Platon, söylevcilerin her insana aynı yönde düşünülmesini sağlayarak ve aynı biçimde söylemeyi öğretirler.

Bunun neticesinde çıkarlar elde ederler. Sözün gücü olanlar veya iktidarlar, doğruları gözden kaçırarak ortak iyinin ortaya çıkmasını engellerler. Platon politikanın sadece ustalaşmış biçimde yapanların işinin bulunduğunu ve siyaset yapmanın her insanın işi olmadığı görüşüne sahiptir. Şundan dolayı hepimiz siyaset üstüne konuşursa politik sistemi kaosa götüreceğini düşüncesindedir.

Machiavelli Politikaya Bakışı

Filozofların Politikaya Bakışı

Niccolo Machiavelli, 16. yüzyılda yaşamış bir İtalyan filozofudur ve politikada gerçekçilik felsefesinin temsilcilerinden birisidir. Machiavelli’nin politik felsefesi, iktidarın doğası, siyasal liderliğin özellikleri ve iktidarın korunması üstüne odaklanır.

Machiavelli, iktidarın doğasını idrak etmek için tarihten dersler çıkarmayı savunur. Ona bakılırsa, iktidarın korunması ve güçlendirilmesi için lüzumlu olan her şey yapılabilir. Bu yüzden, liderlerin hakkaniyet, dürüstlük ve öteki etik değerler mevzusunda kaygı duymaları yerine, iktidarı sürdürmek için ne gerekliyse yapmaları gerekmektedir.

Machiavelli’nin en meşhur kitabı olan “Prens”, iktidarın kazanılması ve korunması için kullanılabilecek türlü türlü yöntemlerin analizini yapar. Kitapta, liderlerin güçlerini koruma altına almak için bilhassa iki ana stratejinin kullanılması icap ettiğini savunur: kurnazlık ve güç kullanımı.

İslam Filozofları ve Siyasal Felsefeleri

Filozofların Politikaya Bakışı

İslam dünyasında, felsefe ve politika içinde sıkı bir bağlantı vardır. İslam filozofları, felsefelerinde siyasal felsefelerine de yer verirler ve İslam’ın siyasal yaşamını da ele alırlar. İslam filozofları, İslam’ın temel öğretilerini ve prensiplerini siyasal hayatta uygulamaya çalışırlar.

İslam filozofları, çoğu zaman felsefelerini İslam’ın temel metinleri olan Kur’an ve Hadis’ten türetirler. Bu metinlerde, İslam’ın temel prensipleri olan hakkaniyet, acıma, hoşgörü, eşitlik, özgürlük ve insan onuru vurgulanır. İslam filozofları, bu prensipleri siyasal hayatta uygulamanın yollarını ararlar.

İslam filozoflarından kabul edilen Farabi, İslam’ın siyasal felsefesi mevzusunda mühim görüşler ileri sürmüştür. Farabi’ye bakılırsa, İslam toplumu, etik değerlere dayalı bir cemiyet olmalıdır. Ona bakılırsa, bir toplumun sıhhatli işleyebilmesi için hakkaniyet, eşitlik ve özgürlük benzeri etik değerlerin uygulanması gereklidir. Farabi, bir devletin gücünün, toplumun etik değerlerine yeterli olarak kullanılması icap ettiğini düşünür.

İbn Haldun ise, İslam siyasal felsefesi mevzusunda mühim görüşler ortaya koyan bir öteki filozoftur. İbn Haldun, tarihin bir döngüsel hareket durumunda bulunduğunu düşünür ve bir devletin başarısının, toplumun toplumsal ve kültürel özellikleriyle yakından ilgili bulunduğunu belirtir. Ona bakılırsa, bir devletin kuvvetli olabilmesi için, halkın toplumsal ve kültürel yaşamının da kuvvetli olması gerekmektedir. İbn Haldun, İslam toplumunun da etik değerlerine yeterli olarak, toplumsal ve kültürel yaşamını düzenlemesi icap ettiğini savunur.

Politikanın Bilimleşmesi Süreci

Filozofların Politikaya Bakışı

Her şeyin bir gelişim süreci olduğu benzeri politikanın da bir gelişim sürecinde anlatmak mümkündür. Bakılmış olduğu süre bundan 20 sene öncesinde Türkiye’de yapılan politikaların dahi bir süreci vardır. Söylemler kısa bir zamanda oluşulmuyor. Marks Weber; meslek olarak siyasetle ilgili yazdığı makalesinde modern devletin gelişmesiyle beraber öncesinde siyaset araçlarına el koyan devletin, 20YY. başlangıcında başlayarak siyaset iktidarı ustalaşmış politikalar içerisinde kendine yer buluyor. Şu demek oluyor ki ustalaşmış anlamda siyaset yapma araçlarının 1900’lü senelerde yapılmaya başladığını söyleyebiliriz.

Filozofların politikaya bakışı nedir?

Filozoflar, politikaya pek çok açıdan bakarlar. Siyasal düzenlerin işleyişini ve toplumsal yapıların oluşumunu sorgularlar. Bu yüzden, politikaya bakış açıları, değişik filozoflar içinde mühim farklılıklar izah edebilir.

Hangi filozoflar, politikaya dair en mühim fikirleri ortaya koymuştur?

Aristoteles, Machiavelli, Hobbes, Locke, Rousseau ve Marx benzeri pek çok felsefeci, politikaya dair mühim fikirler ortaya koymuştur. Aristoteles’in “Siyaset” adlı eseri, siyasal düzenlerin işleyişini ve ideal bir devletin yapısını anlatırken; Machiavelli’nin “Prens” adlı eseri, iktidarın doğasını ele alır. Hobbes, Locke ve Rousseau ise, toplumsal sözleşme teorileriyle, devletin doğasını ve insanların özgürlüklerinin korunmasını tartışmışlardır. Marx ise, paracı sistem üstüne eleştirel bir perspektif sunmuştur.

Filozofların politikaya bakışı, günümüzde de geçerli midir?

Evet, filozofların politikaya bakış açıları, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bilhassa, toplumsal yapıların ve siyasal düzenlerin sorgulanması ve eleştirilmesi, hala pek çok filozofun ilgilenilmiş olduğu mevzular arasındadır. Bunun aynı zamanda, politik düzenlerin işleyişindeki sorunların ve problemlerin çözülmesi için filozofların önerileri de hala münakaşa mevzusudur.

Filozoflar, politikayı nasıl etkilemiştir?

Filozoflar, politikayı etkilemek için mühim kuramsal katkılarda bulunmuşlardır. Toplumsal yapıların ve siyasal düzenlerin eleştirel bir halde sorgulanması, filozofların politikayı etkilemesinde mühim bir rol oynamıştır. Ek olarak, pek çok filozofun önerileri ve kuramsal çalışmaları, politik düzenlerin oluşmasında ve devlet politikalarının belirlenmesinde tesirli olmuştur.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*